Kendine Ait Bir Oda
"Dünya kadına, erkeklere dediği gibi 'İstersen yaz, umurumda değil', demiyordu. Dünya kaba kaba gülerek, 'Yazmak mı?' diyordu. 'Yazman ne işe yarıyor?'... "
Kendine Ait Bir Oda, Virgina Woolf'un 1928 yılında kapılarını kadınlara yeni açmakta olan Cambridge Üniversitesi'ndeki konuşmasından şekillenmiş. Virgina Woolf "Kadın ve Kurmaca" başlığını almış ve bunu karakterimiz Mary'nin (Seton ya da Carmichael ya da ne adla çağırmak isterseniz) bir günü üzerinden bizler için incelemiş. Altı bölümde "Kadın ve Kurmaca" başlığının farklı yönlerini araştırmış. Erkeklerin kadınlar hakkında kitap yazmayı ne çok sevdiklerinden, kadınların belki de erkekleri erkeklerin kadınları bulduğu kadar ilgi çekici bulmadıklarından bahsetmiş. Bir kadının yazmak için kendine ait bir odası ve yılda (dönem şartlarına göre) 500 poundluk geliri olması gerektiğini vurgulayarak, kadınların yoksulluğunun ve bunun yazarlıkları üzerindeki etkisinin üzerinde durmuş. Erkeklerin kadınlar hakkındaki davetsiz fikirlerinden ve bunların kadınların kurmacalarında yarattığı öfkeden hayıflanmış. Neden Shakespeare'in hayali bir kız kardeşi onun kadar başarılı olamadı sorusunu cevaplamış. Ve biz kadınlara demiş ki, kalkın ve dünyaları fethedin, mitoloji, din, matematik ve sosyoloji üzerine kitaplar yazın. Gördüğünüz üzere kitaptan çok etkilendim. Dili ağır ve içeriği bilgi birikimi ve araştırma olmadan zor anlaşılır nitelikteydi. Ancak kitabı kapattığım anda hissettiğim doyum paha biçilemezdi. En kısa zamanda bu kasvetli kadının tüm kitaplarını okumak istiyorum.
Kendine Ait Bir Oda 
Virginia Woolf
Konusu bakımından gerçekten iyi ele alınmış bir deneme. Konusu kadın ve erkeklerin dünyadaki rolleri üzerine hatta ve hatta kadınların toplumda neden erkeklerden daha düşük seviyeli görüldüleri ile ilgili. Deneme türünde kitapları okurken biraz ilgi alanımızın içine giren konuların denemelerini seçmemiz gerektiğine inanıyorum kitap çabuk ilerliyor bir kaç saatte bitebilecek bir kitap fakat kesinlikle boş kafa ile okumanızı tavsiye ediyorum. Konu olarak çok güzel yaklaşılmış açıkçası ilk kitabı elime aldığımda bu tarz bir yaklaşım olacağını tahmin etmemiştim. İçerisinde farklı kitapların ve yazarların bahsi oldukça geçiyor. Kadın erkek ilişkilerinin ilgi alanım olduğunu düşünüyorum yoksa sıkılabilirdim. Tüm bu değerlendirmelerimi dikkate alarak okuma listenize ekleyebilirsiniz. Virginia Woolf Kendine Ait Bir Oda
Sosyal medya kapsamında sık sık karşılaştığım, benim de çok sevdiğim kalemlerden birisi Virginia Woolf. 1882 doğumlu olmasına rağmen günümüzde hala okuru, üstüne düşündürebilen birçok çağdaş eser ortaya koymuştur keza Kendine Ait Bir Oda da bu eserlerden birisi. Başlangıçta, yazarımızdan “kadınlar ve kurmaca” başlıklı bir konuşma istenmesine şahit oluyoruz. Bu istek çerçevesinde nelerden bahsetmesi, ne söylemesi gerektiğini düşünen yazar yavaşça bizi içine çekiyor, kendi ile bütünleştiriyor ve tek zihin haline getiriyor. Yolun buradan sonrasına bir okur olarak değil, yazarın bir parçası olarak devam ediyoruz. Bilinç akışı tekniği ile yazılmış, anlamlandırmaya yönelten bazen düşündüren bazen de sahip olduğumuz değer yargılarını sorgulatan bir eser olduğunu söyleyebilirim. 19 -20. yüzyılda kadının toplumdaki yeri, kadının görevleri ve kadınlara veril(mey)en önemi çok net görebiliyor; neden kadınlar yazın dünyasına girememiş, neden içimizden bir Shakespeare çıkamamış sorularına kendi çapımızda da olsa bir cevap bulabiliyoruz. Kendine Ait Bir Oda Virginia Woolf
